Üyelik tarihi: May 2012 |
Mesajlar: 729
|
User ID: 131
|
Tecrübe Puanı: 214748371
| Reputation: 2147483647
| |
|
Masa
Masa
Masa, dünyanın en ilginç, en üşengeç, en tembel yaratığıdır. Koyduğunuz yerde durur, bir yere kımıldamaz. Masaya hicbir şey yaptıramazsınız.
Masalar, genellikle kapalı mekanlarda yaşar. Evlerde bir ya da iki tanedirler. Sayıları bunun üzerine çıkmaz. Süs gibi dururlar.Ev sahiplerinin korumaları altında yaşarlar. Kendilerine ait evleri yoktur, bunun için çalışmazlar zaten. Onlar, başkalarının evinde bir asalak gibi durmadan hiç rahatsız olmazlar. Ev ve işyeri gibi kapalı mekanlarda yaşayan masaların dört bacakları vardır ama bu dört bacağının biri bile hiçbir işe yaramaz. Bacaksız sürüngen hayvanlar bile dünyayı karış karış dolaşırken, masalar asla sokağa çıkmazlar.
Korkaktırlar. En cesuru balkonda oturur. Salak salak etrafa bakınır. Erkek masalar, kahvelerde toplanır. Bunların hiçbir işi yoktur. Dikkat edin, kahve, bar, cafe gibi kalabalık mekanlarda bir yığın masa vardır ve bunlar günün yirmi dört saati buralarda ömür çürütürler. Kahve masaları asla evlerine dönmez. Bekleyen mi var, çoluk çocuk hasta mı, hanımı onu merak eder mi, umurlarında bile değildir. Çoğu kalastır bunların. Yeşil çuhadan ceketleri ya da kırmızı beyaz ekoseli gömleklerle giyinirler. Ne modayı takip ederler ne de üzerlerine başlarına özen gösterirler.
Masalar yalnız yaşamaz. Başkalarının mekanlarında yer işgal ettikleri yetmezmiş gibi, yanlarına akrabalarını da toplarlar. Masalar, aslında kalabalık ailelerdendir. Genellikle koloni halinde yaşarlar. Bir masa bir mekana yerleşsin, hemen ardından gelmedik akrabası kalmaz. Kimler mi bunlar? Bir kere, masaların uzaktan hemşerisi ve yeğeni sehpalar vardır. Bunlar daha kısa boylu, hayatta bir yere varamamış, akrabalık bağlarını kötüye kullanarak başkalarının sırtından geçinen tiplerdir.
Sehpalar, masalardan daha karaktersizdir. Sürekli ayak bağıdırlar. Masa deyince akla sandalye gelir. Her masanın bir de şartmış gibi sandalyesi olur. Genellikle dört sandalyenin koruması altında yaşayan korkak masalar, bazı durumlarda çevrelerinde on iki sandalye bile barındırırlar.Evet, masalar korkaktır. Evlerinden dışarı çıkamazlar. Kahvelerde toplu halde yaşar, birbirlerinden ayrılıp bağımsız hareket edemezler. Tahtakurularından, tırtıllardan korkarlar.
Masaların kolonisi yeğen sehpalar ve badiguard sandalyelerle bitmiyor. Bunların teyzeleri vardır. Genellikle vazo olarak yer tutarlar ve masaların sırtınta yaşarlar. Vazoların içi geçmiştir. Dikkat edin, vazonun içine koyduğunuz çiçekler birkaç günde solar. Niye..? Vazoların içinde hayat kalmamış da ondan...
Siz de hâlâ bu karaktersiz koloniyi evlerinizde besleyin durun. Hâlâ anlayamadınız mı? Bunlar sizi sömürüyor. Ne iş yapıyorlar? Bir gün temizliğe yardım ettiler mi? Bir gün olsun, şu çayı ben demlerim dedikleri görülmüş müdür? Bugüne kadar masanın sandalyenin, sehpanın yada vazonun, evde kalmış dantellerin ne yararını gördünüz? Su faturasını mı yatırdılar? Hakkınızda iyi bir şey söylediklerini duydunuz mu?
Bizim ne güzel sofralarımız vardı. Zavallıcık, mutfak kapısının ardında beklerdi, ya da, mutfak duvarında asılı dururdu. Bütün gün mutfaktan çıkmaz, yemekle birlikte yanımıza gelir, sonra yerine geri dönerdi. Bizim bütün kahrımızı sofralar çekti bugüne kadar. Mutfak raflarının çektiği yükü çeken bir başkası var mı evde?..
Hani, evinizde tutuyorsunuz, ona bir sözümüz olamaz ama.... Hiç değilse şu karaktersiz masa, sandalye takımına böyle adam muamelesi yapmayın... Havalara sokmayın şunları.
|