Üyelik tarihi: Aug 2013 |
Mesajlar: 1.550
|
User ID: 22343
|
Tecrübe Puanı: 214748374
| Reputation: 2147483647
| |
|
Pierre Bourdieu - Sosyoloji Meseleleri
Pierre Bourdieu, Sosyoloji Meseleleri, çev. Filiz Oztürk, Büşra Uçar, Mustafa Gültekin, Aslı Sümer, Heretik Yayınları, Pierre Bourdieu Dizisi: 8, 2016, 303 s.
[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]
[Arka kapaktan]
“Bourdieu sosyolojisine giriş” dersini Bourdieu’nün kendisinden almak daha makul olmaz mı? Sosyoloji Meseleleri, ustanın kendisi tarafından bu türden bir amaçla hazırlanmış bir kaynak eser; muhtelif meselelere ilişkin olarak çeşitli yerlerde yaptığı sözlü ve yazılı müdahalelerin gayet zengin ve zihin açıcı bir derlemesi. Bourdieu burada, spordan modaya, oradan da beğeni, müzik veya dil meselelerine kadar, birbiriyle ilk bakışta bağlantısız gibi görünen sorunsallar çerçevesinde, sermaye, alan veya habitus gibi temel kavramlarının kısa ve öz bir açıklamasını sunuyor, bunların nasıl işe koşulabileceğini ve ne derece güçlü analitik araçlar olabileceklerini gayet pedagojik ve akıcı bir dille gözler önüne seriyor. Bunun yanı sıra, kamuoyu veya grev gibi meseleler üzerinden siyasal eylemi tartışmaktan ve siyaset-kültür ilişkisi üzerine ezber bozucu bir okuma yapmaktan da geri kalmıyor. Son olarak ise, eleştirel ve düşünümsel projeksiyonunu bizzat entelektüellere çeviriyor ve buradan hareketle de gerek bir disiplin olarak sosyolojiyi gerekse de bu disiplinin pratisyenleri olarak sosyologları mercek altına yatırıyor. Kısacası, Bourdieu’nün bizzat kendisinden gayet akıcı ve zihin açıcı sosyoloji dersleri, buyurunuz...
*
Tadımlık
“Sosyolog herhangi bir konu hakkında bir hakikat üretmeyi başardığında bunu, söz konusu hakikatin üretiminden kişisel bir çıkarı olmasına “rağmen” değil, bizatihi o hakikatin üretilmesi kişisel çıkarlarına “uygun” olduğu için yapar, yani burada, araştırmacının konumunu neredeyse budalalığa indirgeyen yaygın “tarafsızlık” söyleminde geçerli olanın tam tersi bir durum söz konusudur. Söz konusu kişisel çıkar başka alanlarda olduğu gibi bu alanda da, bir şeyi ilk keşfeden olup o şeyle ilgili tüm hakları ele geçirme arzusuna, ahlaki bir tutum olarak öfkeye, belirli tahakküm biçimlerine ve bunların bilim alanındaki savunucularına karşı bir başkaldırıya dayanıyor olabilir. Kısacası, günahlardan arınmış bir doğumdan söz etmiyoruz burada. Eğer şu veya bu bilimsel keşfi yapanların niyetlerinin yeterince saf olmadığı gerekçesiyle (DNA’nın ikili sarmal yapısının çözümlenmesi hikâyesini hatırlayın), keşfin kendisini kınayıp reddetmek durumunda olsaydık sanırım elimizde pek fazla sayıda bilimsel hakikat kalmazdı.”
Pierre Bourdieu
Alıntıdır • PDF-cs • 4.65 MB
[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]
|